Futbol tarihi, kariyeri boyunca sadece yeşil sahalarda başarı göstermiş futbolcularla doludur. Zekâsıyla, saha dışındaki kişiliğiyle ve ideolojik görüşüyle devrim yaparak hafızalara yer etmeyi başarmak çok nadir görünen bir durumdur. Brezilyalı Sócrates, ülkesi adına verdiği demokrasi mücadelesiyle, faşizme karşı duruşuyla ve entelektüel kişiliğiyle ülkesinin siyasi rejimini değiştirmeyi başarıp futbol dünyasında devrimci bir sembol hâline gelmiştir.
“Brasileiro Sampaio de Souza Vieira de Oliveira” gibi destansı bir isme sahip olan Sócrates, 19 Şubat 1954’te, varlıklı bir ailenin ilk çocuğu olarak Belen’de dünyaya gelir. Henüz 10 yaşındayken darbe görmüş olsa da o yaşlarda ülkesinin içinde bulunduğu siyasi kaosa aklı pek ermez. Büyüdükçe ülkesindeki yoksulluğu, eğitim eksikliğini ve adaletsizliği daha iyi anlamaya başlar. En büyük hayali doktor olmaktır. Üniversitede tıp eğitimi gördüğü için futbola 21 yaşında Botafogo’da başlar. Derslerden dolayı pek fazla antrenmana çıkamasa da maçlarda sergilediği performansla dikkatleri üzerine çekmeyi başaran Sócrates, Botafogo’yu eyalet şampiyonu yapar. Uzun boyuna rağmen kıvrak bilekleri, iki ayağını iyi kullanması ve oyun zekâsı onu bir sene sonra Corinthians’a taşır.
Brezilya’nın ilk işçi sınıfı takımı olan Corinthians’ta bambaşka bir yapının mimarı olur Sócrates. “Corinthians Demokrasi Hareketi”ni kurar. Takımla ilgili alınacak kararları yönetim tek başına veremeyecektir artık. Futbolculardan kulüp çalışanlarına, malzemecisinden çamaşırcısına kadar takımla ilgili kararlarda herkes oy kullanabilecektir. İlk kez uygulanan bu demokratik yapının takıma fayda sağladığı görülür ve Corinthians iki sezon üst üste eyalet şampiyonu olur. Hem kendi takımında hem de milli takımda sergilediği futbolla göz dolduran Sócrates’i tüm Brezilya bağrına basar.
Efendi kişiliği ve sahada rakiplerine gösterdiği centilmen tavırları sayesinde büyük saygınlık kazanır. Acımasız ülke rejimi altında ezilen yoksul Brezilya halkının tek eğlencesi olan futbol, Sócrates sayesinde her geçen gün daha da büyük bir şölene dönüşür. Gerçek mesleğinin doktorluk olduğunu, futbolu ise keyif aldığı spor dalı olarak gördüğünü dile getiren Brezilyalı fenomen her hareketiyle izleyenleri büyülemeye devam eder. Futbolu aklıyla oynayan, toplara gerilmeden vuran Sócrates aynı zamanda politik bir lider hâline gelir. “Çalışanların patrondan daha güçlü olduğu tek meslek futboldur. Çünkü işçilerin arkasında kitleleri vardır.”diyerek futbolun işçi sınıfına ait bir spor olduğunu vurgular ve futbol sayesinde politik görüşlerinin büyük kitlelere ulaşabileceğinin farkına varır. Sevilen, sayılan, etkili bir ideolojik figür hâline gelen Sócrates, o dönem hüküm süren askeri rejime karşı mücadelenin de sembolü olur. Brezilya İşçi Partisi’nin kurucuları arasındadır artık. Sócrates liderliğindeki Corinthians o dönemde askeri hükümete karşı tutumuyla fark yaratır. Maçlara, hükümeti eleştiren pankartlarla ve formalarının sırtına yazdırdıkları sloganlarla çıkıp mevcut sistemi eleştirme cesareti gösterirler.
1982 Dünya Kupasında Brezilya milli takımının kaptanı ve maestrosu olarak harika performans sergileyen Sócrates için Pele, “Geri geri bile oynasa birçok futbolcudan daha iyi oynar.”yorumunu yapar. Sócrates’in o dönem aklındaki tek şey mevcut hükümetin varlığını sonlandırmaktır. 1984 seçimlerinde yapılan usulsüzlüğü protesto ettiği konuşmasıyla büyük bir kitleyi etkiler. Seçimlerin tekrar yapılmasını, aksi hâlde ülkeyi terk edeceğini söyler. Seçimler tekrar edilmeyince ülkesini terk edip İtalya’nın yolunu tutar. Daha yüksek maaş teklifinde bulunan takımlar olsa da özel hayatına dair her türlü anlayışı gösterecek olan Fiorentina’nın yolunu tutar. Fiorentina kariyeri Sócrates için tam bir hayal kırıklığı olur ve bir yıl sonra ülkesine geri döner.
Saç ve sakal tarzıyla hayran olduğu Che Guevara’yı anımsatan Sócrates, aynı zamanda Mustafa Kemal Atatürk ve Fidel Castro hayranı olduğunu vurgular. Her fırsatta işçi sınıfına ve öğrencilere demokrasi kültürünü anlatır. Tıp diplomasının yanına felsefe doktorasını da ekleyerek filozof lakabını da hak eder. Her mikrofon uzatıldığında politik mesaj vermeyi ihmal etmez. Futbol hayatının dışında seçimler için çalışmaya, halkı bilinçlendirmeye devam eder. Sonunda amacına ulaşır. 21 yıl süren baskıcı askeri rejim sona erer. Ülkesini demokratik rejime kavuşturan Sócrates bu durumu, “Siyasi zaferlerim, futbol zaferlerimden daha önemli.” sözüyle ifade eder.
Futbolu bıraktıktan sonra siyasetle daha çok ilgilenir. Öte yandan da doktorluk yapmaya devam eder. Gençlik yıllarından beri devam eden alkol ve sigara bağımlılığı emekliliğinden sonra daha da artar. Sağlığını iyice yitiren Sócrates bağırsak enfeksiyonu nedeniyle 4 Aralık 2011’de sevenlerini üzer. Ölümünden 28 yıl önce verdiği bir röportajda, “Corinthians’ın şampiyon olduğu bir pazar günü ölmek istiyorum.” diyen Sócrates; hayata, ölüme ve Corintians’a verdiği sözü tutarak Corinthians’ın şampiyon olduğu bir pazar günü 57 yaşında hayata veda eder.