Bazı kitap isimlerinin, kitabın içeriğinden bağımsız hikâyeler taşıdığını düşünürüm. Yalnızca kitabı okumaya davet etmezler, öncesinde bıraktıkları uzun düşünce ve hayal kurma payları vardır. Böylece içine girmeye hazırlandığınız yolculuk biraz daha anlam kazanır. Elif Erdoğan’ın kaleme aldığı öykülerden oluşan Dokuzdan Küpe Çiçeği de o kitaplardan biri. İlk olarak 2018 Yaşar Nabi Nayır Öykü Ödülleri’nde dikkate değer bulunan dosya, geçtiğimiz ağustos ayında Yapı Kredi Yayınları tarafından yayımlanarak okurlarla buluştu.
Elif Erdoğan’ın öykülerindeki yoğunluk, başta insanın kendi iç çekişmelerine karşı ortaya koyduğu direncin ve tepkisizliğin karşılığı olarak karşımıza çıkıyor. İnat ve ısrar etmenin, vazgeçip oluruna bırakmanın, olanı olduğu gibi kabul edip yola devam etmenin ve yalnızca durup dinlemenin etrafında şekilleniyor. Yani bu açıdan bakıldığı zaman Erdoğan’ın öykülerindeki yapı, anlatının da kendi iç çekişmelerini yaratıyor, diyebiliriz. Bunda yaşanmış ve yaşanacak olanın da etkisi büyük elbette.
İçinden geçtiğimiz çağ ve ileride karşımıza çıkacak olanlar da söz konusu yapının önemli bir parçası. Haliyle bir öykü başlarken aslında daha ilk cümlede bitiyor. Aynı şekilde biten öyküler de tekrar başa dönerek kendilerine yeni birer şans veriyorlar. Bunda dildeki şiirsellikten ziyade yazarın dünyaya ve çevresindeki doğa ve diğer canlılara nasıl baktığının da rolü olabilir. Sonuç olarak yaşamın kendisi de bir tür yazı mesaisidir. Anlatıp anlatmamak ya da yazıp yazmamak onu yaşayan insanın tasarrufundadır. Ancak Elif Erdoğan, hem anlatarak hem de yaşadıklarına tanık olmaya davet ederek kendine özgü bir yolculuğa çıkıyor. Bu açıdan bakıldığında öykücülüğümüz için hoş bir kazanım demek mümkün.
Küçürek öykü olarak karşımıza çıkan metinler, bana kalırsa terimlerden bağımsız özgün bir yerde duruyor. Çünkü Dokuzdan Küpe Çiçeği’ndeki her öykü, harf, sözcük ve cümle, ait oldukları sayfayı bazen oyun alanına, bazen sinema perdesine, bazen ise televizyon ekranına dönüştürüyorlar. Bu hissin okura geçtiği yerde oyun başlıyor ve seyrederken dâhil olmanın kapıları sonuna kadar açılıyor. Karşınıza çıkan duyguyu kitabın diğer sayfalarında aramaya başlıyor ve bulduğunuz zaman başarıyla karışık tuhaf bir keşif duygusuna kapılıyorsunuz. Kendi halinde ve oyunu seven öykülerin dille kurduğu bu bağ, söz konusu keşfin sürekliliğini sağlıyor.
Kitapta yer alan öyküleri bir arada tutan ve çatı duygusunu besleyen kaynaklardan biri de ayrıntıların işleniş biçimi. Haliyle merak da aynı oranda harekete geçerek söz konusu ayrıntıların etrafında kendine uygun bir yer arıyor. Yerleşmesi, varlığını hissettirmesi ya da okuru metinden koparması ise ihtimaller arasında. Bunu sağlamanın en iyi yolunun belki de sadeliğin ihtişamından geçtiğini bilen Erdoğan, öykü isimlerinde de kitap isminde olduğu gibi hikâyesi olan bir yoğunluğu kurma yoluna gitmiş. Öykünün öyküsünden çıkartılacak daha çok öykü olduğu kesin. Bunu zamanla daha iyi kavrayacağız sanırım.
Elif Erdoğan, verdiği bir söyleşide ‘‘Dokuzdan Küpe Çiçeği’nin, durup ince şeyleri anlamaya talip olan ama günün telaşlı ve hızlı akışında bunu ıskalayan, savrulup giden insana öykünün başka formları ile eşlik ederek, ona birkaç dakikalık yaşam alanları açan bir öykü kitabı olmasını hayal ediyorum.’’* ifadesi, hem öyküye hem de insanın hayat karşısındaki dış çekişmeye nasıl baktığını açıkça gösteriyor. Zaten kitapta yer alan öyküler de yazarın ifade ettiği savrulmayı, hızlı akan günü ve tükenen zamanı bir yerlerden tutma çabasına yoğun bir emek harcıyor.
Öykülerini çeşitli edebiyat dergilerinden okuduğumuz Elif Erdoğan’ın ilk kitabında yarattığı dünya, gerçekle kurgunun birbirine karıştığı ve ihtimaller arasında gidip gelen yoğunlukların kendini belli ettiği bir düzlemde ilerliyor. Bu yoğunluğun bir sonraki adımı ise tamamen okurun düş gücüyle belli olacak gibi. Dokuzdan Küpe Çiçeği’ne dair düşüncelerimi, Bir Şey öyküsünde altını çizdiğim bir cümle ile bitirmek isterim.
‘‘Bütün cesurlar geri çekilmişken ben yaptım.’’
* İlk Göz Ağrısı (99) Elif Erdoğan ve Dokuzdan Küpe Çiçeği, Parşömen Sanal Fanzin, Ağustos 2021