DEĞİŞEREK, DÖNÜŞEREK VE UMUTLA

Gastronomi hiç kuşkusuz uçsuz bucaksız bir deniz… Yeme içmenin insan için hayati oluşu hiç değişmeyen bir olgu olduğuna göre, ne keşfedilecek güzellikler biter ne de bu engin denizin insana, kültürlere ve hayata dair bize anlatacakları tükenir.

Değişen tüketim ve tatil alışkanlıkları gastronomiyi her zamankinden daha parlak bir yıldız haline getirdi. Turistlerin destinasyon seçimlerinde yeme-içme deneyimi öncelikli kriter halinde gelince, gastronomi turizminin sadece alternatif bir turizm tarzı olduğu günler geride kaldı. Ciddi bir ekonomik potansiyel söz konusu. Ülkemiz için ne büyük avantaj! Bizim mutfak kültürümüzün derinliği ve zenginliği tartışılmaz bir gerçek, ürünlerimizin özgünlüğü ve yemeklerimizin lezzeti ise dillere destan.

Ancak belki de bu zenginliğin özgüveni ile ihmal ettiğimiz noktalar çok. En büyük eksiklik de Türk mutfağının sahip olduğu tüm bu zenginliğe rağmen güçlü bir marka haline getirilememesi oldu. Hem ulusal farkındalık yaratmada hem de uluslararası pazarda tanıtım çalışmalarının stratejik olarak planlanması ve uygulamasında uzun yıllar yetersiz kaldık. Zaman içinde iyi niyetli çabalar artarak çoğaldı, kamunun da sivil toplumun da konuya olan bakışı derinleşti. Ne mutlu ki gastronominin salt karın doyurmak ile ilgili olmadığı, kültürel mirasın en önemli öğelerinden biri olduğu artık çok daha geniş kitlelerin malumu.

Gastronomiye olan ilgi her geçen gün artarken, sektör 2020 yılında tam manasıyla büyük bir yumruk yedi. Geride bıraktığımız sene insanlığın büyük sınavına sahne oldu, desek abartmış olmayız; hayatlarımız kökten değişti. Covid 19 pandemisi bütün dünyayı ekonomik, sosyal ve kültürel açıdan çok güçlü şekilde sarstı. Yaz aylarında biraz nefes aldık, belki biraz da yalancı bir rahatlama yaşadık. Dindi diniyor derken maalesef sarsıntı güçlü şekilde devam ediyor. Bu küresel krizden en çok etkilenen sektörlerin başında ise yeme-içme sektörü var. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de durum oldukça tatsız. Pandemi gerçeği ekonomik açıdan birçok zorluğu ve belirsizliği beraberinde getirirken, hem bireyleri hem de sektörleri değişime zorluyor. Bazıları yapı itibariyle statükocudur, değişimlere direnmeyi tercih eder; kimi işletmeler de aynı şekilde. Ama değişmeden, dönüşmeden varlığımızı sürdürmek bu sefer gerçekten imkansız.

Bugünlerde eski rutinlerimizi ve alışık olduğumuz mekanları hepimiz özledik. Bazı mekanlar vardır ki kent tarihinin önemli bir parçası olmalarının yanı sıra kişisel tarihimiz için de çok kıymetlidirler. Kaymakçı Pando kapandığında ya da Markiz Pastanesi tarih olduğunda ne çok kişinin içi cız etti. Hatıralarımızı taşıyan mekanlar kapandığında bizim içimizden bir şeyler kopup gidiyor. Şimdi büyük küçük birçok işletme adeta bir savaş veriyor. Bu zorlu süreçten hayatta kalmayı başararak çıkmalarını dilerken, eve servis hizmetlerinden faydalanarak hem hasret gideriyor hem de gönül bağı kurduğumuz bu işletmeleri desteklemeye gayret ediyoruz.

Peki ya bundan sonra? Her şey normale döndüğünde bile eski düzenin aynen devam etmesi pek mümkün gözükmüyor. Kabul edelim, bundan sonra sektör hiçbir zaman eskisi gibi olmayacak. Pandemi dolayısıyla hayatımıza giren kısıtlamalar; dijitalleşmenin, e-ticaretin son hızla yükselişe geçtiği bir süreci beraberinde getirdi. İhtiyaca yönelik yenilikçi çözümlerin ve iş modellerinin çok çabuk karşılık bulduğu bir dönemdeyiz. Gastronomi sektörünün kendini topyekun yeniden inşa edeceği bir süreç başlayacak. Öncelikler ve hassasiyetler hem müşteriler hem de işletmeler açısından başkalaşacak. Bizi tam olarak neyin beklediğini öngörmek zor. Resim biraz flu ama küçük işletmelerin bir bölümünün yoluna devam edemeyeceği, hijyen önlemlerinin kalıcı olacağı, eve servis ve al götür uygulamalarının eskisine göre çok daha fazla tercih edileceği, işletmelerin az sayıda çalışanla hizmet anlayışını benimseyeceği, her anlamda öze ve doğaya dönüş yaşanacağı en çok kabul gören öngörüler. Tabii bir de teknolojinin mutfağa hakim olacağı görüşü var. Robotlar mutfağa da mı hükmedecek?  Eskiye tutunup kalmayalım ama yenilikçiliğin de bir sınırı mı olsa acaba? Bekleyip göreceğiz.

2021’in ilk günlerinde Sandvic.com ile heyecanlı bir başlangıç yapıyoruz. Gastronomi dünyasındaki gelişmeleri, ilham veren öncü kişileri ve uygulamaları bu platformda gastronomi meraklıları ile buluşturacağız. Zihin açan konular, sektörel yenilikler, yeni mekanlar, klasikleşen lezzet durakları… Günlerin getireceğini hep birlikte kucaklayalım, paylaşalım. Yeni yılda yepyeni umutlar yeşertmeyi diliyoruz. Görüşmek üzere…

Cevap Ver

Yorumunuzu giriniz
Adınızı giriniz