Bazen bir plaja uzanıp güneşin altında yılın yorgunluğunu atmayı ve denizde serinlemeyi arzularız. Ancak tatil dediğimizde kimimizin aklında sadece deniz, kum ve güneş sınırlı bir tatil değil, bundan daha ötesi canlanır. Bizi büyüleyecek, adeta masallardaki o efsanevi diyarlardan birinde zamanımızı tüketmek isteriz… İşte o masal ülkelerinden birisi de Bhutan…
Bhutan Krallığı, zaten denize kıyısı olmayan bir ülke; en yakın sahile de epey uzak olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Hindistan’ın kuzeyinde, Çin’in Tibet bölgesinin de güneyinde, bu iki büyük ülke arasında adeta bir tampon bölgede konuşlanmakta. Himalaya Dağları’nın doğu kısmının en güzel manzaralına sahip bu topraklar, yalnızca topografik bir seyir değil, Budizm’in de en güzel mabetlerinden bazılarına sahip.
Bhutan Krallığı’nın yerel halkı dağların arasındaki bu masalsı diyara kendi dillerinde “Druk Yul”, yani “Gürleyen Ejderha’nın Ülkesi” demekte. Bhutan Krallığı, olağanüstü özel coğrafi konumu sayesinde müthiş doğa güzelliklerine ve gezi imkanlarına sahipken; mistik inanç sistemi ve kadim tapınakları ile muazzam bir kültürel birikime de sahip ve gezginleri iki açıdan da mutlu ediyor.
Tabi doğanın zenginliği, coğrafyanın yarattığı özgün güzellikler ve dağlardan bahsettiğimizde aklımıza ilk gelen şey trekking oluyor. Himalaya Dağları’nın doğu seksiyonunda uzanan Bhutan, hiç kuşkusuz müthiş trekking patikaları sunuyor. Bhutan, gezegenin özel lokasyonlarından bir tanesi ve bu “Gürleyen Ejderha’nın Ülkesi”ni adımlamak insanın ömründe yaşaması gereken nadir deneyimlerden. Eğer bir doğa yürüyüşü yahut dağcılık meraklısıysanız Bhutan size harika deneyimler hazırlıyor.
Tıpkı Tibet ve Nepal gibi Bhutan da sahip olduğu doğa güzelliği Himalaya Dağları’nın manzaraları dışında kadim bir tarihe ve mistik bir ruha da sahip. Bu kadim kültür alışveriş anlamında da çok özel ürünler sunuyor. Oldukça özgün bir inanç sistemi (Vajrayana Budizmi) ve kültüre sahip bu ülkede yöresel kıyafetler ve dinî nesneler sizi kesinlikle büyüleyecek. Gittiğimiz yerlerden bir nesneyi, beraberimizde kendi ülkemize getirmek sanki o toprakların tüm tarihini de yanımıza almışız gibi hissettirir; Bhutan bu açıdan harika, rengarenk bir ürün çeşitliliği de sunmakta.
Bhutan’da gece hayatı eğlencelerinden çok, spiritüel etkinlikler ile karşılaşıyoruz. Eğlence anlamında, yerel canlı müzik ve dans toplulukları bu konuda ihtiyacı fazlasıyla gidermekte.
Yalnız bir hususu mutlaka belirtmemiz gerekiyor, Bhutan’da seyahat etmek yalnızca kayıtlı bir rehberle yapılabiliyor, yani Bhutan’daki yolculuğumuz boyunca yerel bir rehber bize sürekli eşlik etmek zorunda.
“Tur rehberi” meselesinden kimilerinin pek hoşlanmadığının farkındayım… Ancak böylesine kadim ve esrarlı bir ülkede, size hikâyeler anlatacak ve yol boyunca yerel halkla bağlantı kurmanız için çeviri yapacak yerel bir rehberle birlikte yol alıyor olmak, bu çekici destinasyonu anlamak için çok faydalı olabilir.
Peki ne yiyeceğiz? Bhutan’ın en meşhur yemeği, pirinç ve baharatlı biberin üzerine lezzetli bir peynir sosu eklenerek yapılan “ema”dır. “Kewa datshi” isimli başka bir yemek ise dilimlenmiş patates ve peynirden yapılır ve genellikle biber de eklenir. Biber ve turp ile pişirilip kurutulmuş sığır eti “shakam paa”yı da mutlaka deneyin. Eğer köfte seviyorsanız, “momo” isimli köfte türleri Butan’da her yerdedir. Hamurun içinde kızartılan veya buharda pişirilen bu et, peynir veya sebze dolgulu atıştırmalıklar ve özel bir acı sos ile servis edilir. Neredeyse tüm restoranlarda ve sokak yemeği tezgahlarında bu yemeği bulabilirsiniz. Kadim bir kültür ve mistik bir tarihin içerisinde gezineceğimizi söylemiştik. Tarihi ve kültürel lokasyonlar arasında mutlaka gezmeniz gereken Büyük Buddha heykeli ve Taktsang Manastırı’nı hatırlatalım. Taktsang Manastırı, 1692 yılında inşa edilmiş oldukça görkemli bir yapı. Paro Vadisi’nde bin metre yükseklikte bulunan bu manastır, daha ona giderken geçeceğimiz güzergâh ile bile bizleri büyülüyor. Büyük Buddha heykeli ise Kuenselphodrang Doğa Parkı’ndaki bir tepenin üstünde bulunur ve dünyanın en büyük Buddha heykellerinden biridir. Ayaklarınızın altına serilmiş olan kenti bu tepeden kusursuz bir manzara ile seyredebilirsiniz.
