Ercan Kesal’ın, otoetnografik yöntemle, yani kendi deneyim ve üretiminin eleştirel bir okumasını yaptığı kitabı “Sinemada Anlam Arayışı”, İletişim Yayınları etiketiyle yayımlandı.

İnsan, hayatı, dünyayı ve kendini nasıl anlamlandırır? Anlamı nasıl inşa eder? Sinema, bu anlam inşasında nasıl bir rol oynayabilir? İnsanın kendi hayat deneyimleri ile sinema yaratımı arasında nasıl bir etkileşim olabilir?
Kesal, bu sorulara cevap ararken, bir yandan sosyal teoriden, diğer yandan üç büyük yönetmenden; Ingmar Bergman, Andrey Tarkovski ve Krzysztof Kieślowski’den ilham alıyor. “Bir Zamanlar Anadolu’da” filmini kendi taşra hekimliği deneyimi ile, “Nasipse Adayız” filmini de kendi “gerçek” belediye başkanı aday adaylığı deneyimiyle etkileşimleri içinde değerlendirirken, hakikat ile kurmaca arasındaki ilişkiye ışık tutuyor.
“Bu çalışmada, otoetnografi ve sinemanın, anlamın inşasında birbirini tamamlayan araçlar olduğunu ve bu araçların toplumsal yapıları ve bireysel deneyimleri birleştirerek güçlü bir anlatı oluşturduğunu, içinde senarist, oyuncu ve yönetmen olarak yer aldığım filmler üzerinden ortaya koymaya çalıştım.”








