RESİM SANATINDA ÜSLUPLARI TANIMANIN PÜF NOKTALARI

Sanat tarihine ilgi duyan herkesin aklından geçen o soru: “Bu tablo hangi döneme ait olabilir?” Stil farklarını ayırt etmek, sanatın tarih boyunca geçirdiği dönüşümü kavramak açısından önemli bir beceridir. Aşağıda, bazı belirgin ipuçlarıyla, resim sanatının belli başlı dönemlerini tanımayı kolaylaştıracak bir rehber bulacaksınız.

Orta Çağ Sanatı

Eğer bir resimde altın zemin üzerine yerleştirilmiş, yüzeysel ve stilize figürler görüyorsanız, büyük ihtimalle Orta Çağ dönemine aittir. Figürler genellikle kutsal kişilikleri temsil eder ancak gerçekçilikten uzaktır. Bebek İsa çoğu zaman küçük bir yetişkin gibi görünür; oranlar bozuktur. Perspektif kullanılmaz, mekânsal derinlik neredeyse yoktur. Bu dönemde amaç dünyayı yansıtmak değil, Tanrısal olanı simgesel bir biçimde göstermektir.

Duccio – Maestà

Gotik Dönem

Gotik sanat, Orta Çağ’ın sonlarına doğru figürlerin biraz daha incelip narinleştiği, duygu ifadesinin artmaya başladığı bir geçiş dönemidir. Yine dini temalar baskındır ancak yüzlerde daha fazla ifade ve hareket gözlenebilir. Kompozisyonlar biraz daha karmaşık hâle gelirken, mekânsal farkındalık çok yavaş bir şekilde gelişir. Renk kullanımı zenginleşir ama hâlâ gerçekçilik ön planda değildir.

Rönesans Sanatı

Rönesans ile birlikte sanat, dünyayı olduğu gibi görme ve gösterme iddiasına girer. Bu dönemin eserlerinde doğrusal perspektifle derinlik yaratıldığını, figürlerin anatomi bilgisiyle işlendiğini, ışık-gölge geçişlerinin daha doğal olduğunu görürüz. Dini konular hâlâ önemlidir fakat insani bir yorumla ele alınır. İnsan figürü, evrenin merkezi hâline gelir. Leonardo da Vinci, Michelangelo ve Raphael bu dönemin önde gelen isimleridir.

Barok Sanatı

Barok sanat, dramatik ve duygusal yönüyle hemen ayırt edilebilir. Bu dönemde eserler adeta bir tiyatro sahnesi gibi düzenlenmiştir. Işık ve gölge arasındaki sert geçişler, yani tenebrism tekniği, Caravaggio gibi sanatçılarla zirveye ulaşır. Figürler yoğun bir hareketin içindedir ve izleyiciyi olayın içine çeker. Dinamik kompozisyonlar, abartılı jestler ve yoğun duygular bu dönemin ayırt edici özellikleridir.

Empresyonizm

Empresyonizm, klasik resim anlayışını altüst eder. Sanatçılar artık atölyenin dışına çıkarlar ve anlık ışık etkilerini, hava durumunu ve doğayı gözlemleyerek tuvale aktarırlar. Fırça izleri belirgindir, renkler tuvalde karıştırılmadan uygulanır. Amaç bir sahneyi tüm detaylarıyla göstermek yerine, o anın izlenimini vermektir. Monet, Renoir ve Degas gibi sanatçılar bu dönemin temsilcilerindendir.

Modern Sanat

20. yüzyılla birlikte sanatın sınırları genişler. Artık bir eseri tanımlamak daha zor hâle gelir çünkü sanatçılar geleneksel teknikleri terk eder, soyutlamaya yönelir, gündelik nesneleri sanat nesnesine dönüştürürler. Picasso’nun kübizmi, Duchamp’ın hazır nesneleri ya da Warhol’un seri üretim imgeleri, sanatın düşünsel bir alana kaydığını gösterir. Biçimden çok fikir ön plana çıkar.

Sanat tarihini öğrenmek, dünyaya farklı bir gözle bakmayı sağlar. Bir tabloya baktığınızda, renklerden ziyade, o dönemin zihniyetini, inançlarını, estetik anlayışını da görmeye başlarsınız. Her dönemin kendine özgü bir dili, ritmi ve amacı vardır. Bu dili çözmek, sanatla derin ve anlamlı bir ilişki kurmanın anahtarıdır.

Cevap Ver

Yorumunuzu giriniz
Adınızı giriniz