Şebnem İşigüzel’in, anlatıcı kadın karakterinin perspektifiyle iç içe geçmiş ve yüz yıla yayılmış öyküleri bir araya getiren romanı Memoria, Everest Yayınları etiketiyle yayımlandı.

Tarihsel öğeleri güçlü bir roman olarak; cumhuriyetin ilanı, tekkelerin kapanması, eski konakların yerini apartmanların alması gibi süreçler üzerinden ilerleyen Memoria, çelişkileri ve benzerlikleriyle hayatın ve kentin kadim unsurlarını sayfalarında buluşturuyor. Hikâyelerin bir kısmı karakterin kendi hayatına, çocukluğuna ve gençliğine ışık tutarken, bir kısmı da dedesinin ona anlattığı geçmişine dayanıyor.
Beş yaşında bir çocuk günün birinde Karılar Tekkesi’ne emanet edilir. Sorun şu ki çocuk erkektir. Ancak hikâye bununla başlamaz. Öncesi vardır: bitik bir imparatorluk, işgal, savaş, gezginler, erotik maceralar, kabadayılar, mezarlık, ölüler, diriler, tekke karıları, eli kulağında Cumhuriyet… Tekkeleri kapatılmasın da evsiz kalmasınlar diye Mustafa Kemal Paşa’yı ikna etmeye çalışan tekke karılarının mücadelesiyle devam eder hikâye. Ancak böyle bitmez. Devamı vardır: Cumhuriyet, Ankara, Florya, Savarona, Dolmabahçe, sürgüne gönderilen halife, Nişantaşı, Teneke Mahallesi, Arnavutların konağı ve yine Mustafa Kemal Paşa. Yüzyılın sonu gelmez hikâyesini, hatıraların gizemli mihmandarından “şimdi” dinlediğimizde bir çırpıda bitecek. Ne de olsa geçmiş bizi gelecekte bekliyor.
“Başımıza gelmeyen kalmazdı. Neden? Çünkü dünya, yüz yıl önce tam da buradan yırtıldı da ondan. Koskoca imparatorluk, çökerken peşinden dünyayı sürükledi. Bu yüzden de başımıza gelmeyen kalmıyordu. Dediklerimi anlıyor musun? Bu, sadece bu toprakların hikâyesi değil.”