DİSKDÜNYA 37: GÖRÜNMEZ AKADEMİSYENLER

Terry Pratchett’in Diskdünya serisinin otuz yedinci kitabı olan ve popüler kültür bağlamında futbol ile siyaset ilişkisini sorgulatan Görünmez Akademisyenler, Niran Elçi’nin çevirisiyle Deli Dolu Yayınları’ndan çıktı.

Hayalî evrenlerin azametli mucidi Sör Terry Pratchett’ın benzersiz yaratımı ”Diskdünya”nın ilk kez Türkçeye çevrilen otuz yedinci kitabı Görünmez Akademisyenler, kadim geleneklere ve uzun bir geçmişe sahip ayaktopuna gönül verenler ile bu ”ilkel” aktiviteyi değiştirip çağa uydurma telaşındakileri meşin bir yuvarlağın peşinde koşturan, son düdüğü hiç umursamayan bir roman.

Dünya çapında 100 milyonun üzerinde satan kırk bir kitaplık serinin bu en ”sportif” macerası, ”Sihirbaz ve Kahramanlar” alt serisinin de sekizinci ve son halkası.

Pratchett coşkun ve muzaffer duygularla kaleme aldığı romanında, Ankh-Morpork’un arka sokaklarında icra edilen ve herkesi bir şekilde büyülemeyi başaran tuhaf oyunun esbabımucibesini çözmeye çalışıyor. Yirmi yıldır uygulanmayan bir geleneği uyandırarak yirmi iki adamın -ve en az onlar kadar deli ama afet birkaç kadının- sıradışı hikâyesini anlatıyor.

Beş kiloluk bir tahta yumrusunu sağa sola fırlatıp peşinden koşmak, bu sırada kavga dövüş ilerlemek ve hatta işi holiganlığa vardırıp birbirinden nefret etmek ne kadar oyunsa, ayaktopu da o kadar oyun sayılır! Ama devir değişiyor… Şehrin tek ve tartışmasız hükümdarı Ataerk Vetinari bu rezilliğe bir son verip ayaktopunun azıcık modernleşmesi gerektiğini düşünüyor. Ancak böylesine kadim geleneklere sahip bir etkinliği değiştirmek pek de kolay görünmüyor. O yüzden bu zorlu iş… elbette şehrin en köklü kurumu Görünmez Üniversite’ye düşüyor!

Kurallar yeniden yazılıyor, takımlar kuruluyor, maç düdüğü çalıyor, ta derinlerden büyük bir dip dalgası yükseliyor. Tabii, bu değişimin uğursuz bir alâmet olabileceğini, kötü şeyler yaşanabileceğini Rincewind de öngörmüştü ama bu kadar ”korkunç” olabileceğini o bile tahmin bile edememişti… 

Görünmez Akademisyenler, meşin bir yuvarlağa yüklediğimiz ”abartılı” değeri kıvrak bir mizahla eleştiriyor ve nabızları yükselten anlatısını, sosyolojik ve psikolojik yaklaşımlarla alabora ederek kitleleri peşinden sürükleyen bir spora bambaşka gözlerle ve anlayışla yeniden bakmamızı sağlıyor. 

Cevap Ver

Yorumunuzu giriniz
Adınızı giriniz