İMKÂNSIZ BİR AŞK HİKÂYESİ: “SINIR”

John Ajvide Lindqvist’in, şaşırma reflekslerini tümden kaybetmişlerin bile aklını başından alacak novellası “Sınır”, Yonca Mete Soy’un çevirisiyle Delidolu Yayınları’ndan çıktı.

Hayvani içgüdülerinin esaretine boyun eğmeden, ait olmadıkları bir dünyaya ayak uydurma gayretindeki iki aykırı ruhu yalnızlığın kıyısında buluşturan bu sarsıcı novella, ayrımcılığın ve korkunun bir yansıması olarak etrafımızı çevreleyen sınırların hayatımızı nasıl bulanıklaştırdığını gösteriyor.  

Son yılların yükselen yönetmenlerinden Ali Abbasi tarafından beyazperdeye de uyarlanan ve büyük ses getiren kitap, iyilikle kötülük arasında yer yer belirginleşip yer yer silikleşen devasa bir sınırın orta yerinde kök salan sıradışı bir aşkın gerçeküstücü bir izdüşümü. Kaderi en baştan çizilmiş ıssız bir kadının kırılgan dünyasını ustalıkla betimleyen John Ajvide Lindqvist, Sınır ile kâbuslarımıza girmek için elinden geleni yapıyor ve İskandinav mitolojisinde önemli bir yeri bulunan bazı kötücül canlıları insan suretinde aramıza dolaştırarak yine dehşetengiz bir anlatıya imza atıyor.

“Bedeni hapishane falan değildi; bedeni içinde oturmanın, ayakta durmanın, hatta uzanmanın bile imkânsız olduğu bir kafesti.”

Cevap Ver

Yorumunuzu giriniz
Adınızı giriniz